Avrupa Birliği'nin iklim hedeflerini destekleyen Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), bir diğer deyişle Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM), şirketler için yeni fırsatlar ve zorluklar doğuruyor. SKDM’nin işleyişini, Türkiye'deki şirketler üzerindeki etkilerini ve uyum sağlamaları için gereken adımları keşfedin.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), Avrupa Birliği (AB) tarafından iklim değişikliğiyle mücadele ve 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma hedefinin bir parçası olarak benimsenen düzenleyici bir sistemdir.
AB'nin Fit for 55 paketinin bir parçası olarak Ekim 2023'te yürürlüğe giren SKDM, AB'de 2005 yılında kurulan mevcut karbon fiyatlandırma mekanizmasını AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ile tamamlayan bir çevre politikası önlemidir. SKDM, sera gazı emisyonlarını azaltmayı ve karbon kaçağını önlemeyi hedefleyen kapsamlı bir çerçevedir.
Karbon kaçağı nedir?
Karbon kaçağı veya karbon sızıntısı; şirketlerin faaliyetlerini veya faaliyetlerinin bir kısmını, karbon emisyonlarına dair katı kuralları olan ülkelerden, daha yumuşak iklim politikalarına sahip ülkelere taşıması durumudur. Bu sayede sıkı iklim politikalarından kaçmaya çalışırken adil olmayan bir rekabet avantajı elde edebilir. Bu durum, küresel emisyon azaltma çabalarını zayıflatırken, kurumlar arasındaki rekabeti olumsuz yönde etkiler ve sürdürülebilirlik hedeflerinin baltalanmasına yol açabilir.
SKDM karbon kaçağını nasıl önler?
SKDM, ithal edilen malların AB'deki üretim karbon fiyatına eşdeğer bir karbon fiyatına tabi olmasını sağlar. Bu mekanizma, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamında artan karbon ücretlerinden kaynaklanan karbon kaçağı riskini azaltarak, Avrupa üretici sektörlerinin rekabet gücünü korur. Ayrıca, küresel karbon ayak izini azaltmak için sürdürülebilir uygulamaları teşvik eder ve diğer ülkelerde benzer sistemlerin kurulmasına zemin hazırlar.
Carbon Border Adjustment Mechanism (CBAM) olarak yürürlüğe giren Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), 1 Ekim 2023 tarihinde geçiş dönemiyle başladı. Geçiş Dönemi ve Ana Uygulama Dönemi olmak üzer iki aşamadan oluşuyor. Şu anda Geçiş Dönemindeyiz; bu aşamada, SKDM beyan sahipleri, yalnızca AB'ye ithal edilen mallardaki gömülü sera gazı (GHG) emisyonlarına ilişkin bilgi toplama ve raporlama yükümlülüğündedir. Peki, bu süreçte neler yaşandı ve gelecekte neler bekleniyor?
Geçiş Dönemi (1 Ekim 2023 - 31 Aralık 2025)
Raporlama ve Veri Toplama:
Ana Uygulama Dönemi (1 Ocak 2026 – 2034)
Maliyetler ve Sertifikalar:
Geçiş Dönemi Kapsamındaki SKDM Sektörleri Nelerdir?
SKDM, şu anda altı sektöre uygulanmaktadır: çimento, elektrik, gübreler, demir ve çelik, alüminyum ve hidrojen. Bu sektörler, yüksek sera gazı emisyonları, karbon kaçağı riski ve pratik uygulama açısından karbon yoğun olarak değerlendirilmektedir.
Muafiyetler Söz Konusu Mudur?
SKDM, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) kapsamındaki ülkelerden ya da tamamen bağlı yerel ETS'ye sahip ülkelerden gelen ithalatlara uygulanmaz. Ayrıca, değeri 150 Euro'yu aşmayan gönderiler ile askeri faaliyetlerde kullanılan mallar da bu düzenlemeden muaf tutulmaktadır.
Bu mekanizma, ithalatçıların, ithal ettikleri ürünlerin gömülü emisyonlarını hesaplayarak bu emisyonların bedelini ödemelerini sağlamayı hedefler. SKDM, dış ticaretin iklim politikalarına uyumlu hale getirilmesine yardımcı olurken, aynı zamanda iç piyasanın da korunmasını amaçlar.
SKDM’nin fiyatlandırma prensipleri, ithalatçıların emisyon bedellerini karşılamak için kullanacakları araçları ve süreçleri belirler. Üç ana başlık altında bu mekanizmayı inceleyelim:
SKDM sertifikaları, ithalatçıların ithal ettikleri ürünlerin içindeki gömülü emisyonların maliyetini hesaplamak için kullanacakları bir araçtır. 1 Ocak 2026'dan itibaren, ithalatçılar veya dolaylı gümrük temsilcileri, ithal edilen mallardaki gömülü emisyonlar için gerekli SKDM sertifikalarını satın almak ve teslim etmek zorunda kalacaklardır. Sertifikalar, malların ithalatı sırasında değil, yıl boyunca edinilebilir.
Bir sertifikanın fiyatı, önceki haftanın ortalama EU ETS ihale fiyatını yansıtacak ve bu fiyat, ton başına salınan CO2 için euro cinsinden ifade edilecektir. SKDM sertifikaları, ithalatçıların AB’ye ithal ettikleri mallarda gömülü emisyonların bedelini ödemek için kullanacakları araçlardır.
Hiçbir ithalatçı aynı emisyonlar için iki kez ücretlendirilmeyecektir. İthalatçılara üretim ülkesinde ödenen herhangi bir karbon fiyatı seviyesine kadar SKDM sertifikalarının azaltımını talep etme fırsatı sunulacaktır. Ancak bu azaltım, ithalatçıların, gömülü emisyonlar için menşei ülkesinde etkin bir şekilde karbon fiyatının ödendiğini kanıtlamalarını gerektirir.
SKDM’nin başlangıç döneminde hedeflenen sektörler; önemli sera gazı emisyonları, ticaret yoğunluğu ve karbon kacağı riskleri göz önene alınarak seçilmiştir. AB, bu sektörleri SKDM'ye dahil ederek, hem AB içinde hem de dışında daha temiz üretim yöntemlerini teşvik etmeyi, ayrıca AB işletmelerinin küresel pazardaki rekabetçiliğini korumayı hedeflemektedir.
SKDM Tüzüğü’nün (AB) 2023/956 sayılı ekinde (Annex-1) yer alan ürünler için gömülü emisyonların izlenmesi ve paylaşılması gerekmektedir. Eğer ihraç edilen ürün, Ek-1’deki GTİP/CN kodları altında yer almıyorsa, bu girdilere dair bildirim yapmanıza gerek yoktur.
SKDM, Türkiye'nin AB ile ticaretinde kritik bir etkiye sahiptir. Çünkü Türkiye, T.C. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, SKDM kapsamındaki ürünlerden, çimentoda AB’nin birinci, demir çelikte ikinci ve alüminyumda üçüncü tedarikçisi konumundadır. Bu bağlamda Türkiye SKDM ürünlerde AB'nin en büyük tedarikçilerinden biridir. T.C. Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre bu ürünlerin AB'ye ihracatı, toplam ihracatın %42'sini oluşturmaktadır. Bu süreç Türkiye'nin yeşil dönüşümünü hızlandırabilir. Ancak, SKDM’ye uyum sağlanmadığı takdirde şirketler, hem müşteri hem de yatırımcı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, SKDM'nin uygulanması beraberinde şirketlere karbon emisyonlarını azaltma zorunluluğunu getirmektedir.
Doğrudan Emisyonlar: Doğrudan emisyonlar, tesis düzeyinde üretim sırasında doğrudan salınan sera gazı emisyonlarını ifade eder. Bir diğer ifade ile Bir kuruluşun faaliyetlerinden kaynaklanan ve kontrol ettiği sera gazı salınımlarıdır. Örneğin bu emisyonlar, yakıtların yakılması ve kalsinasyon sürecinden kaynaklanabilir.
Dolaylı Emisyonlar: Dolaylı emisyonlar, bir kuruluşun faaliyetlerinden kaynaklanan, ancak kuruluşun doğrudan kontrolünde olmayan sera gazı salınımlarıdır. Bu kapsamda, ürünlerin üretim süreçlerinde kullanılan ithal elektriğin üretiminden kaynaklanan emisyonlar dolaylı emisyon olarak kabul edilir.
Gömülü Emisyonlar: Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca salınan tüm sera gazı emisyonlarının toplamıdır. Bu kapsamda, üretim aşamasında salınan doğrudan emisyonlar ile kullanılan elektrik enerjisi kaynaklı dolaylı emisyonların toplamıdır.
SKDM, şirketlere çeşitli sorumluluklar ve yükümlülükler getirmektedir. Bu düzenlemeleri anlamak, şirketlerin SKDM kapsamında nasıl konumlandığını bilmesiyle başlar. SKDM kapsamında kimlerin raporlama yapma zorunluluğu olduğu, kimlerin veri temin etme zorunluğu olduğu ve mali yükümlülüklerden kimin sorumlu olduğu gibi sorular, durumu karmaşık hale getiriyor. Bu noktada şirketlerin kendilerine sorması gereken temel soru şudur:
Yetkili beyan sahibi olmak
-Yetki alınmazsa, ürünlerin ithalatı mümkün olmayacaktır.
Veri toplamak ve raporlamak
Veri toplamak ve paylaşmak
• İhracatçılar, kendi ithalatçılarından bu verileri toplamalı ve ihracat aşamasında iletecekleri emisyon verisine eklemelidir.
Risklerin farkında olmak
Sonuç olarak, hem ithalatçılar hem de ihracatçılar emisyon verilerini düzenli ve doğru bir şekilde yönetmek zorundadır. Bu sorumlulukları yerine getirerek, AB pazarında rekabet avantajını koruyabilirler.
Hazırlık: SKDM'nin sektörünüz ve tedarik zinciriniz üzerindeki etkilerini anlamak için zaman ayırın. Emisyonlarınızı doğru hesaplamalarla ve denetlenebilir raporlamalarla yönetin. Emisyon verileriniz için paydaşlarınızla açık ve etkili bir iletişim kurun.
Öğrenme: Avrupa Komisyonu, raporlama yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için özel BT araçları ve eğitim materyalleri geliştiriyor. Bu kaynaklardan yararlanabilir veya SKDM konusunda destek sağlayacak firmalarla iş birliği yaparak iş süreçlerinizi iyileştirebilirsiniz.
Raporlama: Uygulamanın ilk yılında, ithalatçılar üç raporlama seçeneğinden birini seçebilir: yeni metodolojiye göre tam raporlama, eşdeğer üçüncü ülke sistemlerine dayalı raporlama veya referans değerlerine dayalı raporlama. Önemli olan, verilerinizin doğru ve denetlenebilir bir şekilde raporlanmasıdır.
Artan Maliyetler: SKDM uygulamaları, AB dışındaki tedarikçiler için ek maliyetler getirdiğinden, bu ülkelerde faaliyet gösteren şirketlerin rekabet gücünü olumsuz etkileyebilir.
Uyum Zorluğu: İthalatçı şirketler, SKDM’ye uyum sağlamak için mevcut sistemlerini güncellemek zorunda kalabilir. Bu durum, ek maliyetler ve karmaşıklıklar yaratabilir.
Pazar Dalgalanmaları: Karbon fiyatlarının dalgalanması, şirketlerin maliyet tahminlerini zorlaştırabilir ve bu da finansal belirsizliklere yol açabilir.
Yatırımcı Güveni: Yeni düzenlemelerin getirdiği belirsizlikler, yatırımcıların güvenini sarsabilir ve uzun vadeli yatırımları olumsuz etkileyebilir.
Sürdürülebilirlik İnovasyonu: SKDM, şirketlerin daha sürdürülebilir üretim yöntemlerine yatırım yapmalarını teşvik edebilir. Bu, yenilikçi teknolojilerin geliştirilmesi için fırsatlar yaratabilir.
Rekabet Avantajı: SKDM kapsamındaki şirketler, karbon ayak izlerini azaltarak ve daha sürdürülebilir uygulamalar benimseyerek rekabet avantajı elde edebilirler. Bu, özellikle çevre dostu ürünlere yönelik artan talep göz önüne alındığında önemlidir.
Yeni Pazarlar: Sürdürülebilir ürünlere yönelik artan talep, yeni pazarların ortaya çıkmasına yol açabilir. Şirketler, bu pazarları hedefleyerek büyüme fırsatlarını değerlendirebilirler.
Yatırım Çekiciliği: Sürdürülebilirlik odaklı yatırımlar, yatırımcılar için daha çekici hale gelebilir. Şirketler, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için stratejiler geliştirerek finansal destek bulabilirler.
SKDM’nin etkileri, şirketlerin çevresel stratejilerini ve ticari modellerini nasıl dönüştüreceğine bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Detaylı bilgi ve daha fazla kaynak için AB'nin resmi web sitesini ziyaret edebilirsiniz: European Commission - CBAM.
Şirketlere Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) süreçlerinde nasıl destek olduğumuzu ve sağladığımız faydaları iki temel soru ile yanıtlıyoruz:
Veri toplama ve raporlama süreçlerinizi otomatikleştirerek hızlandırıyoruz. Bu sayede hata riskinizi sıfırlıyor, aylar süren raporlama işlemlerini saatler içinde tamamlıyorsunuz.
SKDM raporlaması için ihtiyacınız olan karbon ayak izinizi doğru ve güvenilir hesaplamalar ile yapıyoruz. Tedarikçi emisyonlarınızı GHG Protokol metodolojisi ve SKDM çerçevesine uygun olarak hesaplayarak, tedarik zincirinizdeki kritik noktaları analiz etmenizi sağlıyoruz. Bu sayede karbon ayak izinizi azaltabilir ve tedarik zincirinizi karbonsuzlaştırmak için hızlı ve etkili adımlar atabilirsiniz.
Daha fazla bilgi edinmek ve SKDM süreçlerinizi optimize etmek için bizimle iletişime geçin.
SKDM ve EU ETS arasındaki fark nedir?
SKDM (Sınırda Karbon Ayarlama Mekanizması), belirli ürünlerin ithalatında karbon emisyonunu dikkate alırken; EU ETS (Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi), belirli sanayi sektörlerinde emisyonların ticaretini düzenleyen bir sistemdir. CBAM, uluslararası ticaretle ilgiliyken, EU ETS, iç piyasalardaki emisyonları yönetir.
SKDM kapsamında hangi emisyonlar raporlanacak ve raporlamada hangi süreçler izlenecek?
Beyan sahibi (ithalatçı veya dolaylı gümrük temsilcisi), her çeyreğin sonunda ithal edilen SKDM ürünlerinin gömülü emisyonlarını raporlayacaktır. AB ithalatçısı, farklı tedarikçilerden ürün alıyorsa, emisyon bilgilerini bu firmalardan toplamalıdır. İhracatçılar, talep edilen emisyon verilerini sağlarken, kendi ithalatçılarından da bu verileri temin etmelidir. Geçiş dönemi boyunca, tüm ürünler için doğrudan ve dolaylı emisyonların izlenmesi gerekmektedir.
SKDM hangi sektörleri ve ürünleri kapsamaktadır?
SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması), şu anda altı sektöre uygulanmaktadır:
Bu sektörler, SKDM'nin belirlediği emisyon hedeflerine ulaşmak için belirli gerekliliklere uymak zorundadır. SKDM, Ek-1’deki Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu (GTİP/CN) kodları altında yer alan ürünleri kapsamaktadır. Bu ürünler, yukarıda belirtilen sektörlerden elde edilen çeşitli malzemeleri içermektedir.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) kapsamına hangi sektörler eklenecek ve bu sektörlerin SKDM’ye uyum sağlaması için hangi adımlar atılması gerekecektir?
2025 yılında yapılacak ilk gözden geçirme ile SKDM’nin kapsamının Emisyon Ticareti Sistemleri (ETS) sektörlerine aşamalı olarak genişletilmesi beklenmektedir. Bu durum, yüksek enerji tüketen sektörler, örneğin kimya endüstrisi ve diğer ilgili alanlar için uyum sağlama zorluğu yaratabilir.
SKDM raporlamasından kimler sorumludur ve bu süreçte doğrudan sorumluluğu olmayan şirketlerin hangi yükümlülükleri bulunmaktadır?
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) raporlamasından sorumlu olanlar şunlardır:
Ancak SKDM raporlamasında doğrudan sorumluluğu olmayan şirketlerin de belirli yükümlülükleri vardır. Bu şirketler, SKDM raporlarının hazırlanabilmesi için gerekli verileri temin etmeli ve bu verileri tedarik ettikleri şirketlerle paylaşmalıdır.
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) geçiş döneminde hangi aşamalardan geçiyoruz ve bu sürecin işletmelere etkileri neler olacak?
Şu anda SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) geçiş dönemindeyiz. 2026 yılı itibarıyla SKDM’nin tam olarak devreye girmesiyle ana uygulama dönemine geçilecektir. Bu süreçte, 2026 ve 2034 yılları arasında SKDM'nin mali yükümlülükleri aşamalı olarak uygulanacak, ayrıca AB ETS'deki (Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi) ücretsiz tahsisatlar sona erecektir. Bu durum, işletmelerin emisyonlarını azaltma konusunda daha fazla sorumluluk almasını gerektirecektir.